Akıncılar

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik    

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik 

   

Haykırdı, ak tolgalı beylerbeyi "İlerle!"    

Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle 

   

Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan    

Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan 

   

Bir gün yine doludizgin atlarımızla    

Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla 

   

Cennette bu gün gülleri açmış görürüz de    

Hâlâ o kızıl hâtıra gitmez gözümüzde 

   

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.

Yahya Kemal Beyatlî

 *

İncursioni

 

Eravamo mille cavalieri, gai come fanciulli nelle incursioni.

Mille cavalieri: quel giorno vincemmo un esercito simile a giganti!

 

Il “Beylerbey” dall’elmo bianco gridò: avanti!

İn un guorno d’estate passammo a carovane il Danubio.

 

Come un lampo, in sette gruppi, ci lanciammo su un paese,

Per la via che i cavalli turchi varcarono come un lampo.

 

Improvvisamente con i nostri cavalli, a ventre piatto, 

Ci lanciammo in volo dalla terra al settimo cielo. 

 

Anche ora che vediamo sbocciare le rose nel Paradiso

Ancora quel ricordo vermiglio trema nei nostri occhi.

 

Eravamo mille cavalieri, gai come fanciulli nelle incursioni.

Mille cavalieri: quel giorno vincemmo un esercito immenso!

Yahya Kemal Beyatlî

 

Traduzione di Ettore Rossi – tratto da “La letteratura turca” – Alessio Bombaci – Sansoni Accademia

geri - indietro